HAC SADECE ZİLHİCCE AYININ 8-10. GÜNLERİNDE Mİ YAPILIR?
Hayır. Haram (kutsal) aylar olarak bilinen 4 ayın tüm günlerinde yapılabilir.
Bakara (2)-197 Hac bilinen aylarda yapılır.
Tevbe (9)-36 Gerçek şu ki, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın Kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır.

40×40 cm bir taş parçası değildir. Makam Arapçada ev, yer, konut, oturulan yer, durulan yer manasına gelir. İbrahim peygamber hayatının büyük bir kısmında çadırda yaşamıştır. Gittiği ve sunak kurduğu yerlere çadır kurmuştur. Tevrat’ta açıkça bu belirtilmektedir. Kuran eski kitapları ret etmez. Onlarda yanlış olanı düzeltir, doğrular.
Ayette İbrahim’in makamını namazgâh edinin geçmektedir. 40×40 cm taş parçasında nasıl namaz kılınabilir. Makamı İbrahim; İbrahim peygamberin çadırıdır.
Bakara (2)-125 Beyti insanlar için bir toplanma ve güven yeri kıldık. Siz de İbrahim’in makamında namaz kılma yeri edinin. İbrahim ile İsmail’e “Tavaf edenler, orada kalanlar, rüku ve secde edenler için evimi temizleyin” diye emir verdik.
Ali İmran (3)-3 Sana hak üzere, kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak Kitab’ı indirdi. Tevrat ile İncil’i de O indirmişti.
Fatır (35)-31 Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini doğrulayıcı olarak gelen gerçektir.
Tevrat Yaratılış 12:8 Oradan Beytel’in doğusundaki dağlık bölgeye doğru gitti. Çadırını batıdaki Beytel’le doğudaki Ay Kenti’nin arasına kurdu. Orada RAB’be bir sunak yapıp RAB’bi adıyla çağırdı.
Kuran da Mekke’ye geldiğine dair açık bir delil yoktur. Kudüs ile Mekke arası 1493 km’dir. Yaya olarak en iyi şartlarda 20 günlük mesafededir.
İki hanımı arasında sorun çıkınca; İbrahim peygamberin eşini ve çocuğunu 1493 km uzağa bırakması akla, mantığa ve de vicdana aykırıdır. Tevrat’ta bu olay detaylı olarak yazılmıştır. Kuran eski kitapları ret etmez. Onlarda yanlış olanı düzeltir, doğrular.
İbrahim peygamber eşini ve çocuğunu Beer-Şeva çölü yani Necef Çölüne göndermiştir. Bu kısımda geçen kuyu bahsi de oldukça dikkat çekicidir.
Ali İmran (3)-3 Sana hak üzere, kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak Kitab’ı indirdi. Tevrat ile İncil’i de O indirmişti.
Fatır (35)-31 Sana vahy ettiğimiz kitap, kendinden öncekini doğrulayıcı olarak gelen gerçektir.
Tevrat Yaratılış 21: 9-21 Ne var ki Sara, Mısırlı Hacer’in İbrahim’den olma oğlu İsmail’in alay ettiğini görünce, İbrahim’e, “Bu cariyeyle oğlunu kov” dedi, “Bu cariyenin oğlu, oğlum İshak’ın mirasına ortak olmasın.” Bu İbrahim’i çok üzdü, çünkü İsmail de öz oğluydu. Ancak Tanrı İbrahim’e, “Oğlunla cariyen için üzülme” dedi, “Sara ne derse, onu yap. Çünkü senin soyun İshak’la sürecektir. Cariyenin oğlundan da bir ulus yaratacağım, çünkü o da senin soyun.”
İbrahim sabah erkenden kalktı, biraz yiyecek, bir tulum da su hazırlayıp Hacer’in omuzuna attı, çocuğunu da verip onu gönderdi. Hacer Beer-Şeva Çölü’ne gitti, orada bir süre dolaştı. Tulumdaki su tükenince, oğlunu bir çalının altına bıraktı. Yaklaşık bir ok atımı uzaklaşıp, “Oğlumun ölümünü görmeyeyim” diyerek onun karşısına oturup hıçkıra hıçkıra ağladı.
Tanrı çocuğun sesini duydu. Tanrı’nın meleği göklerden Hacer’e, “Nen var, Hacer?” diye seslendi, “Korkma! Çünkü Tanrı çocuğun sesini duydu. Kalk, oğlunu kaldır, elini tut. Onu büyük bir ulus yapacağım.” Sonra Tanrı Hacer’in gözlerini açtı, Hacer bir kuyu gördü. Gidip tulumunu doldurdu, oğluna içirdi.
Çocuk büyürken Tanrı onunlaydı. Çocuk çölde yaşadı ve okçu oldu. Paran Çölü’nde yaşarken annesi ona Mısırlı bir kadın aldı.
Kâbe Allah tarafından kutsanmıştır. Ancak İbrahim peygamberin yaptığı beyt Kâbe değildir. Beyt kelimesi Arapça ev anlamına gelse de diğer manası tapınaktır. Daha önce geçtiği üzere İbrahim peygamber Mekke’ye gitmemiştir.
İbrahim peygamber 4 yerde kurban için sunak yapmıştır. Sunak yapılan yerler kutsal alanlardır. Bunlardan biri BETHEL’dedir. (BEYTEL) Bethel İbranice Beth=beyt El=Allah; ALLAH’IN EVİ anlamındadır. Kıtlık sonrası gittiği Mısır’dan dönünce tekrar Bethel’e gelmiş, çadırını yine buraya kurmuştur. Ayette geçtiği üzere orada İbrahim peygamberin makamı yani çadırı kurulmuştur. Burada insanları Allah’a çağırmıştır; yani insanları hacca çağırmıştır. Tüm bunlar Kuran’daki ayetlerle uyumludur. Allah Tevrat’ta Yakup peygambere ‘’Ben Beytel’in Tanrısıyım.’’ diye emretmiştir.
BEYTEL Tevrat’ta Kudüs’ten sonra adı en sık geçen yerdir. Ayrıca Tevrat’ta Bethel’in uzun süre insanlar için kutsal bir alan olduğunu gösterir birçok delil vardır. Bugün Bethel’in yerinde olan köyün adı BEİTİN (beytin) iki beyt manasındadır. Burası çok eski bir yerleşim alanı olup; arkeolojik kazılarda geçmişinin MÖ 21. yüzyıla dayandığı saptanmıştır. Bethel’le ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Bakara (2)-125 Beyti insanlar için bir toplanma ve güven yeri kıldık. Siz de İbrahim’in makamında namaz kılma yeri edinin. İbrahim ile İsmail’e “Tavaf edenler, orada kalanlar, rüku ve secde edenler için evimi temizleyin” diye emir verdik.
Hac (22)-27 İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler.
Tevrat Yaratılış 12:8 Oradan Beytel’in doğusundaki dağlık bölgeye doğru gitti. Çadırını batıdaki Beytel’le doğudaki Ay Kenti’nin arasına kurdu. Orada RAB’be bir sunak yapıp RAB’bi adıyla çağırdı.
Tevrat Yaratılış 13:3-4 Negev’den başlayıp bir yerden öbürüne göçerek Beytel’e kadar gitti. Beytel’le Ay Kenti arasında daha önce çadırını kurmuş olduğu yere vardı. Önceden yapmış olduğu sunağın bulunduğu yere gidip orada RAB’bi adıyla çağırdı.
Tevrat Yaratılış 31:13 Ben Beytel’in Tanrısı’yım. Hani orada bana anıt dikip, meshetmiş, adak adamıştın. Kalk, bu ülkeden git, doğduğun ülkeye dön.
Bu yer İbrahim ve Yakup peygamberlerin sunaklarını yaptıkları; BEİTİN köyünde Bizans kilisesi kalıntılarının yanında yer alan BURJ BEİTİN’dedir.
BETHEL’in kalıntıları günümüzde BEİTİN köyünde yer almaktadır. Burada Filistin’in en büyük görüş açısına sahip yerlerinden biri olan BURJ BEİTİN vardır. İbrahim peygamberin kendisinden ayrıldıktan sonra gideceği yönü seçmesi için Lut peygamberi davet etmesi; burası gibi geniş görüş açısı olan bir yerden olmalıdır.
Ayrıca burayı işaretlemek için buraya kurulmuş Bizans kilisenin kalıntıları vardır. Erken dönem Hristiyan liderlerinden Jerome (MS 347-420) bunu doğrulamaktadır. Burası hakkında şunları yazmıştır: “Ayrıca Yakup’un Mezopotamya’ya geçerken uyuduğu yere inşa edilmiş bir kilise de vardır.”
Bunun yanında BEİTİN köyü yakınlarında Yahudilerin kutsal çadırının kurulduğu yer, kutsal sayılan meşe ağacı ve diğer yaşlı ağaçlar ( kutsal alanlardaki ağaçlar kesilmez), Jeroboam’ın altın buzağı sunağı, eski mezarlar (insanlar kutsal yerlere gömülmeyi isterler) saptanmıştır. Bütün bunlar burasının eski zamanlardan bu yana kutsal bir yer olduğunu gösterir.
Burası çok eski bir yerleşim alanı olup; arkeolojik kazılarda geçmişinin MÖ 21. yüzyıla dayandığı saptanmıştır.
Tevrat Yaratılış 13:8-10 Avram Lut’a, “Biz akrabayız” dedi, “Bu yüzden aramızda da çobanlarımız arasında da kavga çıkmasın. Bütün topraklar senin önünde. Gel, ayrılalım. Sen sola gidersen, ben sağa gideceğim. Sen sağa gidersen, ben sola gideceğim.” Lut çevresine baktı.
Tevrat Yaratılış 13: 14-15 Lut Avram’dan ayrıldıktan sonra, RAB Avram’a, “Bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak” dedi, “Gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim.
Önceki konularda anlattığımız gibi İbrahim peygamberin makamı; çadırıdır. İbrahim peygamber Mekke’ye gitmemiştir. Bunlar Bekke’nin Mekke olmadığının en temel delilidir. Bekke’nin nerede olduğunu cevabını; İbrahim peygamberin sunak kurduğu yerlerde aramalıyız. Sunak kurduğu yerler kutsal alanlardır. Tevrat’ta İbrahim peygamber 4 yerde sunak kurmuştur.
Sunak kurduğu yerlerde Bekke kelimesine anlam ve okuyuş olarak benzeyen en yakın yer ismi Allon Bacut’tur. Ağlayan meşe anlamına gelir. Bekke kelimesinin anlamlarından biriside ağlamaktır. Okunuşu da benzerdir. Burada Kuran’ın sonradan harekelendirildiği göz önüne alınmalıdır. Bekke’de Arapça (b-k-t) harfi vardır. Bacut’un okunuşunda(b-k-t) harfleri mevcuttur.
Tevrat’ta kutsal alanlardaki ağaçlar kesilmez. Bu ağaçlar yolcular için yer, adres işareti gibi kullanılır. Örnekleri şunlardır; Şekem’deki More meşesi, Hebron’daki Mamre Meşeleri
Allon Bacut Yakup peygamberin annesi Rebeka’nın dadısı Debora’nın BEYTEL’de gömüldüğü yerdir. Tevratta yaratılış35:8 de geçmektedir.
Ali İmran 96 ve 97. ayetlerde insanlar için ilk yapılan tapınağın Bekke’nin yanında yapıldığı, yanında İbrahim peygamberin kaldığı yer yani makamı olduğu geçmektedir. Allah’ın insanlar için ilk yaptırdığı ev yani tapınak BEYTEL (BETHEL) olan evdir. Bekke orada yer alan ALLON BAKUT’tur. Bethel ile ilgili delilleri bir önceki başlıkta yazmıştık.
Tevrat Yaratılış 35:8 Rebeka’nın dadısı Debora ölünce Beytel’in güneyindeki meşe ağacının altına gömüldü. Bu yüzden ağaca Allon-Bakut adı verildi.
Ali İmran (3)-96 Şüphesiz, insanlara bereket ve hidayet kaynağı olarak; insanlar için kurulan ilk ev (mâbet) Bekke’dedir.
Ali İmran (3)-97 Orada apaçık işaretler, İbrahim’in makamı vardır.
Tevrat Yaratılış 12:6 Avram (İbrahim) ülke boyunca Şekem’de ki More meşesine kadar ilerledi.
Tevrat Yaratılış 13:18 Avram (İbrahim) çadırını söktü, gidip Hevron’daki Mamre meşeliğine yerleşti.
Haram aylar eski Araplardan beri bilinen; o aylarda haccın yapıldığı aylardır. Bu aylarda savaşmak ve saldırı yasaklanmıştır. Bu aylar ZİLKADE, ZİLHİCCE, MUHARREM (adından belli) ve RECEP aylarıdır.
Tevbe (9)-36 .. Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır.
Hac 4 haram ay boyunca, herhangi bir 3 gün yapılabilir. Bu Bakara (2) 197. ayette net olarak emredilmektedir. Bu durumda kurban için sabit bir gün olmayacaktır. Kurban bayramı diye bir şeyde olmayacaktır. Allah’ın ayetlerini değiştirebilecek kimse yoktur.
Bakara (2) 197 Hac bilinen aylardadır.
Beyt Arapça ‘’ev, mesken, mabet, tapınak’’ manalarına gelir. Beyt içinde durulan; ibadet edilen yerdir. Etrafında dolanılan yer değildir. Hac (22) 26 bunun kanıtıdır. Kâbe dışında da Beytül Makdis (Süleyman tapınağı), Bethel de Beytül Atik kutsal mabetlerimizdir.
Tavaf Arapçada ‘’gezmek, dolaşmak, dolanmak’’ manalarına gelir. Tavafın ziyaret etmek, uğramak manasına geldiğini Bakara (2) 158. ayetten anlıyoruz. Ayette Safa ile Merve’nin tavaf edilmesinde günah yoktur şeklinde geçmektedir. Say etmek geçmemektedir.
Hac (22) 26 Beyt’imi de ziyaret edenler, orada duranlar, rükû ve secdeye varanlar için temizle.” dedik.
Bakara (2) 158 … Safa ile Merve’yi tavaf etmesinde bir günah yoktur.
Eski Araplarda Kureyşliler kendilerini ‘’hums’’ olarak adlandırıp; dinde ayrıcalıklı bir konuma koymuşlardır. Kureyş dışından hac için gelenlerin günah işledikleri için elbiselerinin kirli olduğunu; bundan dolayı gelenleri kendilerinden ücret karşılığı hac için elbise almaya zorlamışlardır. Gücü olmayan çıplak olarak haccını yapmıştır.
Ayetlerde elbise manasında hiçbir kelime geçmeyip ‘’hrm’’ kelimesi geçmektedir. Elbise manasında olmayıp yasaklı olmak, hürmetli olmak manasındadır. Bunun delili Maide (5) 2. ayeti olup; ayette helal olduğunuzda ‘’hll’’ şeklinde geçmektedir. Ayrıca ayette Allah’ın işaretlerine saygısızlık yapmayın emrinde ‘’la tuhillu’’ kelimesi kullanılmıştır. Ayrıca haram aylara; haram denmesi de bu manalara işaret eder.
Zaten Araf (7) 31. ayette tüm mescitler için; güzel elbiseler ile giymemiz emredilmektedir. Bu da ihram diye bir giysinin olmadığının diğer delilidir.
İhram değil haramlı yani yasaklı olmak hac için yolculuk başlayınca başlar. Bunu Maide (5) 95 ve 96. ayetlerden anlıyoruz. Çünkü yolculuk boyunca karada avlanmak yasaktır. Deniz yolculuğu varsa deniz avı yasak değildir.
Yolculuk boyunca eski Araplar kendilerine ve hayvanlarına ‘’kelaid’’ denilen gerdanlıklar takmışlardır. Bunları semure ağacının kabuğundan yapmışlardır. Böylece yolculuk boyunca; hac için yola çıktıkları bilinmiş ve güvende olmuşlardır. (Mufassal kitabı 72. Fasıl) Kelaid takmanın hükmü geçerlidir. (Maide (5)2)
Hac kelimesi İbranice ‘’hagg’’ Aramice ‘’hagga’’ kelimeleri ile aynı köktendir. Yılın belli günü yapılan kutlama, bayram, festival anlamlarına gelir. Budizm, Hinduizm dâhil tüm dinlerde hac vardır. Genel manada: belli zamanlarda kutsal yerlere yapılan ziyaret anlamındadır.
Haccı gücü yeten yapar. Ali İmran (3) 97
Hac 3 gündür. Haram ayların herhangi bir 3 gününde yapılabilir. Bunun delili Bakara (2) 203. ayettir.
Hac Allah’ın kutsal kıldığı mabetlere yapılır. Kâbe, Beytül Makdis, Bethel de kalıntıları olan Beytül Atik Kuran da geçen mabetlerdir. Beytül Makdis İsra (17) 7 ve Meryem (19) 11. ayetlerde geçmektedir. Bethel konusu ana başlık olarak sitemizde Hac sekmesinin altında açıklanmıştır.
Gücü olan hacda kurban kesmelidir. (Hac (22) 28 ve 34. ayetler.) Allah’ın kitabında yasak kıldığı hariç tüm hayvanlar kurban olarak sunulabilir. Hac (22) 28. ayette belli günlerde rızık olarak verilen hayvanlar ‘’ behimetil enam’’ olarak geçmektedir. Hac (22) 30 ve Maide (5)1. Ayetlerde bu kurban edilecek hayvanların; yasaklı olanlar dışındakiler olduğu net olarak geçmektedir.
Kutsal alana gelince kirlerden temizlenilir. Tıraş olunur. Haramlı iken saç tıraş edilebilir, tırnak kesilebilir. Saçın tıraş edilmemesi sadece bir nedenle olup; o da hac yolunda kalan içindir. (Bakara (2) 196) Bunun dışında saç, sakal, tırnak kesilmesinin yasak olduğuna dair Kuran da açık bir emir yoktur. Fetih (48) 27 ayette geçen tıraş etmek veya saçı kısaltmak kutsal alan gelince yapılan temizlikle ilgilidir.
Hac süresince tartışmak, sövmek, günah işlemek (fısk) yasaktır. ‘’rfs’’ kelimesi yanlış manada cinsel ilişki olarak anlaşılmıştır. Cümlenin akışına aykırı bir mana olup Kuran’da ‘’refesü nisaekum’’ şeklinde geçer. (Bakar (2) 187) Eski Araplarda ‘’İmaret’’ diye adlandırılan bir hac vazifesi vardır. Bir kişi Mescid Haram ve Hicr de ‘’sövmek yok, yüksek sesle konuşmak yok’’ diye insanları uyarırdı. Böylece Mescid Haram’a saygısızlığa engel olurdu. Bunlardan anlaşılacağı üzere ‘’rfs’’ cinsel ilişki değil, sövmek manasındadır. (Mufassal kitabı 52. Fasıl)
Kabe için hacca niyetlenen kişi Arafat’ta diğer insanlarla beraber toplanır. Oradan beraberce harem bölgesine gider. Maşer Arapçada topluluk, grup, toplum manalarına gelir. Meşaril Haram bir yerin adı olmayıp; haremdeki insan topluluğu manasındadır. (Bakara (2) 198) Birçok kaynakta Müzdelife diye çevrilmektedir. Müzdelife’nin zaten bir adı vardır. Burada yapılacaklar için; gün içinde özel bir saat ya da zaman yoktur.
Şeytan taşlamak yoktur. Kâbe’nin etrafında dönmek, Merve ve Safa arasında say yoktur. Hacerül esvedi selamlamak yoktur. Orada olmaması gereken bir taştır. Bunların hiçbiri Kuran’da geçmez. Merve ile Safa ziyaret edilebilir. Ancak ziyaret edilmezse bir eksiklik olmaz.
Hac boyunca yüce Allah anılır. Tefekkür edilir. Adak varsa adaklar yerine getirilir. Günümüz manasında bir kongre, festival havasında geçer.